Monday, February 27, 2006

King Kong

Tuhaftır daha önce hiç böyle düşünmemiştim aşk hakkında sevmek alıp ormanına götürmek oradaki bütün vahşilikle mucadele etmek king kongun aşkıydı bu. Her şey başlamamıştı henüz, gözler le anlaşıyordu herşeyi gözleriyla anlatıyordu. Kalplerin anlaştığı bir fısıltı tepesindeydiler her türlü hırstan uzak baş başa.
Biz de dev olmaya, king kong olmaya uğraşıyoruz. Aslında hepimiz birer King Kong'uz bir şekilde belki kurbanlar verilen belki kendi halinde vahşi bir hayatın bir yerinde farkında olsakta olmasakta.
Hepimizin kendine ait bir adası ve orada yaşayan düşmanlarımız, dostlarımız var. Bir şekide bir yerlerde yaşıyoruz. İçimizde ki huzuru bulduğumuz tepelerimiz, baktığımız güzellikler var ve bunu bir gün bir güzelle paylaşmak istiyoruz, bazen bizim dünyamıza ait olmayan bir güzelle her şekilde mutlu olabileceğimizi görüp sevginin sevdanın adanmışlığın sarp tepelerine çıkıyoruz sonra şartlar ı zorluyoruz sanki onu elimizde tutmak için daha da güçlü olmamız gerekiyorcasına tek bir kelimenin bir sözcüğün gücünü göremeden.
Bazen feda ediyoruz kendimizi onun dünyasına gidiyoruz zorla veya gönüllü her iki halde de o dünyada bir King Kong değiliz artık adamızda sevdiğimiz kadını arayan biri oluyoruz tekrar yükseklerde o huzuru aramaya çalıştığımız da canavar tarafımız gözüküyor yine de sevgi var içerlerde fark etse de sevdiğimiz bunu çok geç olabiliyor bazen, içimiz deki canavarın bizi ele geçirip dışarı çıktığı anda ki sevgiyi o bakışı başka yüzlerde aramaya itiyor bizi. Ta ki tekrar onu bulana kadar. İçimizdeki kileri ona göstermek istiyoruz yeri geliyor öldürüyoruz bir parçamızı yeri geliyor o bizi öldürüyor.
Kendi kendimizi zorluyoruz daha iyi olabilmek için bırakamıyoruz kendimizi, hayatın sunduklarını göremiyoruz geçici körlüğümüz başlıyor. İçimizdekiler her haliyle güzel aslında önemli olan onları bulabilmek görebilmek birbirlerimizin postu üzerinde resim çektirmeden yaşabilmek.
kim bilir Kendi adamızda mutlu olabiliriz belki kendi tepelerimizde huzuru bulabiliriz güneşin her yerde doğup battığının farkına varabiliriz. ve herkesin aynı güneş altında aynı topraktan geldiğini görebiliriz. Kim bilir tarih sadece hikâye olmuşsa ondan ders alamayanların hocalarına kızmaya da hakları yoktur.
Her günün daha güzel olması ışığıyla.
Sade Kalın ...