Burada yazılanlar kimseyi bağlamaz gerçekle gerçek kişilerle veya herhangi bir şeyle bağlantısı yoktur. Benzerlikler veya aynılıklar tamamen tesadüf veya onun gibi bişey olabilir her hangi bir yorum veya yargıya varılması veya kaale alınması okuyanın kendisiyle alakalıdır. Bu sitede herkes hertürlü hakkından feragat eder hiç bir hakkı yoktur. Yani ne olursa olsun kimse hiç bir şeyden sorumlu tutulamaz. İllaki birisini sorumlu tutacaksanız kendinizi sorumlu tutun.
Saturday, January 27, 2007
Körlük
Hayata serbest bakış yapmanın zamanı geldi galiba :)
Monday, January 22, 2007
Biraz da Tevazu,
Thursday, January 18, 2007
Nereye Kadar Ne yapılabilir,
Nereye kadar fedekarlık yapabiliriz. Kim olduğumuzun önemi varmı, yada nerede.
Ölmek kendini öldürmek ruhundan ayrılmak ve onu yakabilmek midir fedekarlık.
Niye, Neden leri düşünmekmi dir yok sa düşünmemek mi?
Sevgi fedekarlık ister, herkes fedekarlık ister. Sevgi herkes mi dir?
Bişeylere başlamanın sebebleri gerekirmi hayatta, bulmak lazım mı nedenleri nasılları?
Sorularla doldurmak hayatı ve yaşamak sorgusuzca,
duyabilmek yanılsamaları
her anında ölümün, sevdanın,
başlamak yeniden yinelenlere,
tekrardan alışmak belki de,
sınırsızlığın dayanılmazlıklarına,
her günü tekrarlamak birbirinr benzemeyen karelerde
ve sevmek
ve...
bir günün getirdiklerini beklemek,
ve gitmek onunla,
kimseyle gidemeyeceğiniz, boyutsuzluklara,
tekrar dan gitmek ve yenilenmek
bir denizin üstünde gezinmek ıslanmadan,
toprak altın gümüş ne farkeder hepsi aynı aslında,
farkına varabilmek yokluğun varlığındaki sessizliğin de.
dinleyebilmek ruhunun derinliklerini
söylemek kelimelere sormadan herşeyi,
ve yaşamak sınırlarında hayatın
kollarında bulmak sukuneti,
yaşaran gözlerin sevdalarında,
aramak, içinde olanları ve yaklaşmak bir adım daha,
bir adımın tıkırtısında heyecanlanmak,
hissetmek,
ve duymak heryanında o huzuru,
yavaş ve derinden,
bir masal olmak,
dil ile söylenemeyen,
anlatılamayan,
duyulamayan,
bir sisin ortasındaki susuz bir aynada,
kendini görmek ve barışabilmek,
ve yaşamak içinde her şeye rağmen,
herşeye karşı gelerek.
Wednesday, January 03, 2007
Anın Getirdiği Kenardan Çıkan
Evet, kitap okumaktan hoşlanırım ama şu yazar bu yazar diye bir takıntım olmadı.
Küçük İskender'in "www.siir.gen.tr/siir/kucuk_iskender/" bir sayfasını buldum vatandaş bizim tayfadan sayılır
Nick Cave Dinliyordur büyük ihtimal ölüm ise yaşanılacak yegâne son tecrübe gözüyle bakar gibi resimleri de harika bu sayfadaki
Bir daktilo önünde arkada sırtı dönük bir bayan ve o sigarasıyla eğer resimde poz vermiyorsa onu bizim club a alabiliriz :)
Şiirleri de enteresan bir iki kere değil de içine girerek okumak lazım gibi duruyor.
Monotonluktan ziyade bunun ile alakalı bir film alıntısından bahsedeyim
"kahramanımız bir kovboy zengin insanlara kovboy tecrübesi yaşamaları için dağların arasında onlara refakat eder kuul bir kovboy hiç evlenmemiştir.
Böyle bir grupla geçer maceramız filmin başrol oyuncusu bizim kovboy a sorar hiç âşık oldun mu diye kovboy anlatır
Bir gün gün batımında tarlada çalışan bir bayan gördüm güneş tam arkasındaydı bütün güzelliğiyle karşımdaydı rüzgâr saçlarını okşayıp geçiyordu işte o zaman âşık oldum der.
—Peki, onunla tanıştın mı diye sorunca
—Hayır der ama ben ona hala aşığım.
Sevgiliye,
Yaşamak değildi bu sessizce,
Haykırmak geliyordu içimden,
Ağzımdan çıkan kelimeler havada kaybolması korkusu vardı içimde,
Her an duymak istediğim her zaman havada dolaşmasını beklediğim,
İstekler sınırları zorluyordu,
Yetmiyordu hiçbir şey,
Hep daha fazla hep imkânsız,
Yıkıyordu içten içe,
Her şey mümkün olacak gibiydi,
Her istediğimiz,
Her düşündüğümüz,
Ayrı bir dünyada birleşip tek olma arzusu.
Sevmek çılgıncaydı,
Anlamlar kazandırmak mantıksız,
Anlaşılabilir mi ki?
Duygulara dokunup şekil verme isteği,
Her şeyin basitliği karşısında,
Yokuşlarda yürüdüğünü sanmak
Düz yollarda engelleri aşmaya çalışmak,
Yüklenmeye çalışmak bütün yükleri,
---
Salkımların Yelkeni
Sanırım kendimden kaçamıyorum
Ne zaman sussam benimle konuşan kendimden
Hayata bakışım kendimle
Kendim yalnızlığımın arkadaşı
Yalnızlığımla beni baş başa bırakmayan
Yavaş ama derinden ,
benim bütün hilelerimi bilen,
Kendim Beni kendine çekiyor ,
belki teslim olmam gerek kendime,
Özgürlüğümü aramak belki,
Kendimdedir,
Bir barış ve sessizlik ,
Kendim olabilmenin sessizliği,
Düşüncelerimi bilen biri kendim,
düşündüklerimi,
Beni korkutan da bu olsa gerek ,
Her bir kaçış onu bırakmak istercesine ,
Ama O bunu da biliyor,
Nereye kaçtığımı da,
Gittiğin Adresi kâğıda yazıp,
Bir daha görüşmeyelim demek gibi,
Kendimin adresi bende ,
Bende ondayım,
Acılarım sevinçlerim,
Aklim ve o,
Biz beraber yasamayı öğrenemedik.
İster istemez beraber yaşasak ta.
Hayat Koşturmaca ve Yaz geliyor Hikayesi
Kafalarda dolaşan fikirler her yerde bir arena her yerde bir kaos her yerde bir düzen, anlamlara anlam kazandırma safsatası, ve her şeyden önemlisi hiç bir şeyin önemi olmayışı.
Kimin neyi bildiği önemsizliğini kazandığı bir arenada bir kaç düşünce. Kime faydası olur diye düşünüyorum seyrettiğim bu ihtiyarların her birinin kendine has sözleri akıllarda sadece bir anı olarak kalıcak belki hatırlanmamak üzere,
Genç çocuk ayağa kalktığında ise oda yaşlı bir simayla aynaya bakıcağının farkına varacak yada aynaya ne zamandır bakmadığı için yaşlı olduğunun bile farkında değil. Dibe vurmanın teorisinde sıkışıp kalmış ruhlar gibi. Bir heyelanın üstündeki toprak parçası her bir günün her anın bir adım atmanın hayallerinin anatomisi belkide.
Başkalaşmış düşlerin sahipleri olmaya çalışıyorum başka bir zamanın uyarlamasıyım geçmişin tüketilmişliğin herkezden nefret etmenin bozuk bir saatin bozuk yayıyım zamanın hatırasın da sallanan sarkacım. Kimse nerede ve ne zaman kiminle kim olduğunu bilmeyen herkesle kimliğin yazılarındaki seri numaranın adresin tarihlerin cilt noların ve hepsinden beteri bir kıyafetin içinde olmanın farkındalığı var üzerimde.
Ve saati soruyorum....