Burada yazılanlar kimseyi bağlamaz gerçekle gerçek kişilerle veya herhangi bir şeyle bağlantısı yoktur. Benzerlikler veya aynılıklar tamamen tesadüf veya onun gibi bişey olabilir her hangi bir yorum veya yargıya varılması veya kaale alınması okuyanın kendisiyle alakalıdır. Bu sitede herkes hertürlü hakkından feragat eder hiç bir hakkı yoktur. Yani ne olursa olsun kimse hiç bir şeyden sorumlu tutulamaz. İllaki birisini sorumlu tutacaksanız kendinizi sorumlu tutun.
Tuesday, May 22, 2007
Bir gün
bir gün sadece o gün olduğu için değiştiğini anlamayacağımız başka bir günün çağırılarına uymayan düzensizlik içindeki kaosun bir bütününü oluşturur
Tuesday, May 15, 2007
Bir anı olsa bir yazı olsada anlatabilse
Bir günün ardından diye başlayan bir hikaye,
Aslında her günün kendine has bir hikayesi olur size sıradan bir hikaye anlatmak isterdim.
Ama bugün değil.
İsteklerimizin kursağımızda olmasının sebebleri varmıdır, varsa ne diye kursağımızdadırlar,
Yaşamaya alışmak için gereken şeylerin bir listesi olsaydı inanın benim için içerik problemi pek olmayacaktı,
Yine sıradan olmayan herşeyin dışında kalmışlığımı bulmaya çalışırdım, ve herbir normalin insanlara niye anormal geldiğini anlamaya,
Esasında diye balğayıp ahkam kesmek, bir zırvanın noktasında takılmak,
Herşeyin yemişim abi ben bunu tribinde yaşamak,
ve anlamaya çalışmamak hiçbirşeyi yeni anlamlar katmayıp tekrar ve tekrar.
Gözümüzün oyunu mu acaba bütün yaşadıklarımız,
Çabalamak boşuna mı,
ne niye neden nasıl nerde kim
kimim ben sorusunu niye sorarım ki kendime,
bana benden daha yakın olan ne,
içimdekini hissetmeye çalıştığımda niye karşıma çıkıyor hayallerim,
kaybolmuşluk isteği çokmu bize,
Güneşin her batışında yeniden doğan her şeyin farkında olmak mı zor,
Yoksa güneşin tekrar doğacağını sanmakmı,
Bir zamanın dilimlerindeki bir parıltı olduğunu sanmak,
Parlayan bir izin geçmişin de yaşamak,
ve herbir hayalin insanların ve herşeyden önemlisi kendinin takipcisi olupta,
beklemek,
Yine aynı soruları sormak kendi kendine,
yaşamın bir parçası olmak devingenlikte dönüp durmak,
Mevlanaya özenmek ama ayrılık acısı çekmeyi istememek,
her bir kelimede herşeyi anlatmaya çalışmak,
anlaşılma niye nasıl neden,
yine bir günü bitirmek sanki yeni bir güne başlıyormuşcasına,
Sevgiyle dünyaya bakarken niye nefret eder insan kendinden,
Herşey den bir parça bulupta içinden,
içinden çıkılmaz sandığın bir kapı var sadece,
duvarları tavanı çatısı olmayan bir kapı,
niye beklerler o kapının ardında çıkıp gitmezler,
düşünürken farkedersiniz bir kapıda sizin önünüzde vardır,
ve dışarıya bakıp insanların niye çıkmadığını düşündüğünüz,
Kapılardan bir tanesidir o,
Hayatın size sunduğu her bir anın içinde bulunduğu,
Bağlamların başkalaştığı her başkanın yeni bir başka olduğu
her açtığınızı zannettiğinizde tekrar içeri girdiğiniz kapımız,
bıraksak ne güzel olur olmayan duvarları tavanı çatıyı,
tekrar düşünmesek emeklediğimiz günlerdeki gibi,
temiz ve saf dünyamıza geri dönsek,
her bir diretilmişliğin direnişini bırakaraktan,
ve tekrar düşünsek bir kar tanesinin rüzgardaki hayatını,
ışkla buluşup eriyip gitmesini,
ve tekrar semaya dönmesini,
bir bulut olup yağmur olmasını bir canda can bulmasını...
Aslında her günün kendine has bir hikayesi olur size sıradan bir hikaye anlatmak isterdim.
Ama bugün değil.
İsteklerimizin kursağımızda olmasının sebebleri varmıdır, varsa ne diye kursağımızdadırlar,
Yaşamaya alışmak için gereken şeylerin bir listesi olsaydı inanın benim için içerik problemi pek olmayacaktı,
Yine sıradan olmayan herşeyin dışında kalmışlığımı bulmaya çalışırdım, ve herbir normalin insanlara niye anormal geldiğini anlamaya,
Esasında diye balğayıp ahkam kesmek, bir zırvanın noktasında takılmak,
Herşeyin yemişim abi ben bunu tribinde yaşamak,
ve anlamaya çalışmamak hiçbirşeyi yeni anlamlar katmayıp tekrar ve tekrar.
Gözümüzün oyunu mu acaba bütün yaşadıklarımız,
Çabalamak boşuna mı,
ne niye neden nasıl nerde kim
kimim ben sorusunu niye sorarım ki kendime,
bana benden daha yakın olan ne,
içimdekini hissetmeye çalıştığımda niye karşıma çıkıyor hayallerim,
kaybolmuşluk isteği çokmu bize,
Güneşin her batışında yeniden doğan her şeyin farkında olmak mı zor,
Yoksa güneşin tekrar doğacağını sanmakmı,
Bir zamanın dilimlerindeki bir parıltı olduğunu sanmak,
Parlayan bir izin geçmişin de yaşamak,
ve herbir hayalin insanların ve herşeyden önemlisi kendinin takipcisi olupta,
beklemek,
Yine aynı soruları sormak kendi kendine,
yaşamın bir parçası olmak devingenlikte dönüp durmak,
Mevlanaya özenmek ama ayrılık acısı çekmeyi istememek,
her bir kelimede herşeyi anlatmaya çalışmak,
anlaşılma niye nasıl neden,
yine bir günü bitirmek sanki yeni bir güne başlıyormuşcasına,
Sevgiyle dünyaya bakarken niye nefret eder insan kendinden,
Herşey den bir parça bulupta içinden,
içinden çıkılmaz sandığın bir kapı var sadece,
duvarları tavanı çatısı olmayan bir kapı,
niye beklerler o kapının ardında çıkıp gitmezler,
düşünürken farkedersiniz bir kapıda sizin önünüzde vardır,
ve dışarıya bakıp insanların niye çıkmadığını düşündüğünüz,
Kapılardan bir tanesidir o,
Hayatın size sunduğu her bir anın içinde bulunduğu,
Bağlamların başkalaştığı her başkanın yeni bir başka olduğu
her açtığınızı zannettiğinizde tekrar içeri girdiğiniz kapımız,
bıraksak ne güzel olur olmayan duvarları tavanı çatıyı,
tekrar düşünmesek emeklediğimiz günlerdeki gibi,
temiz ve saf dünyamıza geri dönsek,
her bir diretilmişliğin direnişini bırakaraktan,
ve tekrar düşünsek bir kar tanesinin rüzgardaki hayatını,
ışkla buluşup eriyip gitmesini,
ve tekrar semaya dönmesini,
bir bulut olup yağmur olmasını bir canda can bulmasını...
Subscribe to:
Posts (Atom)